Bazen insan, nereye dönse bir engele çarpar. Düşünceleriyle, hisleriyle, niyetinin saflığıyla bile yanlış anlaşılıyordur belki. Kalbi, sık bir ormanda yönünü bulmaya çalışan bir kelebek gibidir. Kırmadan, incitmeden uçmak ister ama her kanat çırpışında bir dala dokunur, bir yaprağı sarsar. İnsan kalabalıkların içinde en çok orada kaybolur: kendini anlatmaya çalışırken, kimse anlamazken. Ne kadar saf, ne kadar içten olursa olsun, bazen her yön çıkmaz olur. Belki de mesele, hiç çarpmadan uçmak değil; her çarpıştan sonra yeniden kanatlanabilmektir. Zira kalbin değdiği her dal, bir iz bırakır. Ve o izler, sonunda insanın yolunu bulur. ????
Bazen insan, nereye dönse bir engele çarpar. Düşünceleriyle, hisleriyle, niyetinin saflığıyla bile yanlış anlaşılıyordur belki. Kalbi, sık bir ormanda yönünü bulmaya çalışan bir kelebek gibidir. Kırmadan, incitmeden uçmak ister ama her kanat çırpışında bir dala dokunur, bir yaprağı sarsar. İnsan kalabalıkların içinde en çok orada kaybolur: kendini anlatmaya çalışırken, kimse anlamazken. Ne kadar saf, ne kadar içten olursa olsun, bazen her yön çıkmaz olur. Belki de mesele, hiç çarpmadan uçmak değil; her çarpıştan sonra yeniden kanatlanabilmektir. Zira kalbin değdiği her dal, bir iz bırakır. Ve o izler, sonunda insanın yolunu bulur. ????